İsrail'i protesto eden ABD'li öğrenci ve akademisyenler türlü engellemelere maruz kalıyor

- Chicago Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi Yüksek Lisans Öğrencisi Yılmaz Acar: - "Filistin lehine kurulan çadırlar nedeniyle öğrenciler okullardan uzaklaştırılıyor. Yurtta kalıyorlarsa, yurt hakları ellerinden alınıyor, uluslararası öğrencilerin vizeleri iptal ediliyor veya askıya alınıyor. İsrail’i protesto eden öğrenciler antisemitizmle suçlanarak görüntüleri ve kimlikleri her yerde afişe edilecek şekilde yayılıyor" - "ABD’de insanlar sağlık sigortasını ödemek için para bulamazken, vergilerinin İsrail’in soykırımına alet edilmesini istemiyorlar. Kongre ve Senato’daki İsrail politikasının tam zıddı sahada yaşanıyor"

İSTANBUL (AA) - ENES TAHA ERSEN - Chicago Üniversitesi öğrencisi Yılmaz Acar, Filistin'e destek gösterilerine katılan öğrenci ve akademisyenlerin türlü engelleme ve ayrımcılığa maruz kaldığını söyledi.

Chicago Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi Yüksek Lisans Öğrencisi Yılmaz Acar, AA muhabirine, ABD yönetiminin Filistin'e destek eylemlerine katılanları baskıyla yıldırmaya çalıştığını anlattı.

Acar, ABD yönetiminin İsrail'e destek veren politikalarını eleştiren geniş kapsamlı gösterilerin ülke genelinde yayıldığını, 50'ye yakın üniversitede on binlerce kişinin katıldığını, her geçen gün daha da büyüyen bir eylem haline geldiğini dile getirdi.

Yalnızca Müslümanların değil, ABD'deki Yahudi, Hristiyan ve farklı dinlere, görüşlere mensup kişilerin bu eylemlere destek verdiğini kaydeden Acar, "ABD üniversitelerindeki bu durum, aslında Filistin meselesinin sadece Filistinlilerin ya da Müslümanların meselesi olmadığını, aslında bir insanlık meselesi olduğunu bize gösteriyor. Bu insanları burada toplayan, bir araya getiren şey onların vicdanı ve insaniyeti. Dolayısıyla işgalci İsrail sadece Filistinli Müslümanların değil, tüm insanlık vicdanının düşmanı haline gelmiş bulunuyor. " ifadelerini kullandı.

- “Öğrenciler okullardan uzaklaştırılıyor”

Acar, ekim ayında başlayan olayların ardından kendi üniversitelerinde her cuma günü eylem yaptıklarını, ancak Columbia Üniversitesi'nde başlayan eylem furyasına Chicago Üniversitesi'nin geniş bir kitleyle katılım sağladığını belirterek şöyle devam etti:

"Ekim ayından bu yana düzenli olarak protestolar yapılıyordu. Bu sabah itibarıyla öğrencisi olduğum Chicago Üniversitesi’nde de protesto gösterileri başlamış durumda. Burada bugün sabah saatlerinde hava yağmurlu, zemin ıslak olmasına rağmen arkadaşlarımızla beraber çadırlarımızı, stantlarımızı kurduk. Burada bilgilendirici içeriklerin olduğu stantlar, yiyecek ve ilk yardım çadırlarının yanı sıra soykırımı anlatan stantların olduğu çadırlar var. Biz buradayız sabahtan akşama kadar. Dersi olan öğrenciler derslerine gidiyor, dersleri olmayan öğrenciler nöbetleşe olarak buraya geliyor, desteğe devam ediyorlar."

Chicago Üniversitesi'nin protestoculara yaklaşımının ABD'deki diğer üniversite yönetimlerinden farklı olmadığına vurgu yapan Acar, "Filistin lehine kurulan çadırlar nedeniyle öğrenciler okullardan uzaklaştırılıyor. Yurtta kalıyorlarsa, yurt hakları ellerinden alınıyor, uluslararası öğrencilerin vizeleri iptal ediliyor veya askıya alınıyor. İsrail’i protesto eden öğrenciler antisemitizmle suçlanarak görüntüleri ve kimlikleri her yerde afişe edilecek şekilde yayılıyor." dedi.

- "Filistin lehine yapılan gösteriler antisemitist olarak yaftalanıyor"

Protestolar sırasında polislerin okul yönetimi tarafından "güvenliği sağlamak" adına kampüs içerisine alındığı bilgisini veren Acar, güvenlikten sorumlu olan memurların zaman zaman şiddete varan fiziki müdahalelerde bulunduğunu, gösterilere destek veren 2 akademisyen ve 26 öğrencinin gözaltına alınarak haklarında hukuki işlem başlatıldığını kaydetti.

Alıkonan isimlerden birisinin Yusuf isminde bir Filistinli olduğunu belirten Acar, "Gözaltına alınıp tutuklananlardan birisi de benim arkadaşımdı. Filistinli, ismi Yusuf. Ters kelepçeyle gözaltına alındı. Sadece Filistin’de Gazzelilere yönelik uygulanan soykırıma karşı ses çıkartmak, kefiye giymek ve oturma eylemi yapmak suçlamalarıyla, ters kelepçe ile gözaltına alındı." ifadesini kullandı.

Özellikle okul yönetiminin yanı sıra ABD'deki İsrail lobilerinin üniversite yönetimleri üzerinde baskıyla etki oluşturmaya çalıştığına vurgu yapan Acar, şöyle devam etti:

"Okul yönetimi üzerinde de çok ciddi bir Siyonist baskı kuruluyor. Okul başkanları, yöneticiler senatörler tarafından çağırılarak sorgulanıyor. Harvard Üniversitesi’nin eski rektörü, tıpkı bu nedenle kendilerine yöneltilen baskılara dayanamayıp istifa etmişti. Filistin lehine yapılan gösteriler antisemitist olarak yaftalanıyor, engellenmeye çalışılıyor, polis önlemleri artırılıyor. Buna karşılık vicdanının sesini dinleyerek protesto düzenleyen, bedel ödemeyi göze alan akademisyenler, bedel ödeyeceklerini bile bile bu protestolara katılıyorlar."

- “Boykot konusunda ciddi bir bilinçlenme var"

Öğrencilerin Chicago Üniversitesi başta olmak üzere hükümetten talepleri olduğuna dikkati çeken Acar, soykırımın durdurulması için ABD’nin İsrail hükümetine baskı uygulaması, İsrail’den maddi ve manevi desteğini geri çekilmesi ve İsrail ile ciddi iş birlikleri olan Chicago Üniversitesi'nin bu anlaşmaları sona erdirip, soykırıma herhangi bir biçimde katkı sağlayan kurumlar ile anlaşmalarını iptal etmelerini istediklerini belirtti.

Acar, protestoların yanı sıra İsrail'e ait olan ve İsrail'in soykırım girişimine destek veren markalara ait ürünlerin boykot edilmesi konusunda okulları başta olmak üzere Chicago genelinde ciddi bir bilinçlenme olduğuna vurgu yaparak sözlerini şöyle tamamladı:​​​​​​​
 

"Filistin lehine gerçekleştirilen protestolara katılan öğrencilerin sayısı gün geçtikte artıyor. ABD nezdinde de bu ciddi bir karşılık buluyor. ABD’de insanlar sağlık sigortasını ödemek için para bulamazken, vergilerinin İsrail’in soykırımına alet edilmesini istemiyorlar. Kongre ve Senato’daki İsrail politikasının tam zıddı sahada yaşanıyor. ABD'li araştırma şirketi Gallup'un yaptığı bir ankette, halkın neredeyse 2/3’ününün soykırımın derhal durdurulmasının, ABD’nin İsrail ile bu alandaki desteğini sonlandırılmasının talep edildiği ankette açıklanmıştı ABD halkı, ana akım medyada gösterilmeyen, çeşitli sosyal medya platformlarında denk geldiği hakikatleri, orada öldürülen çocukların aslında kendi paraları, vergileri ile öldürülmelerinin finanse edildiğinin farkına varıyor."